21 Şubat 2019 Perşembe


Barış Bıçakçı ve Pelin Esmer’in kaleme aldığı “İşe Yarar Bir Şey” filmi hayata karşı bakış açımı değiştiren bir film olmuştu. Hemşire olduğunuzu düşünün ama aslında oyuncu olmak istiyorsunuz bu mesleği isteyerek yapmıyorsunuz. Bir tarafta da çalışğınız hastanedeki başhekim diğer tarafta da ölmeyi bekleyen felçli bir arkadaşı. Felçli hasta daha fazla böyle yaşamak istemediği için arkadaşından kendisini öldürmesini istiyor ama arkadaşı yapamıyor ve sizin o adamı öldürmeniz için sizi ikna ediyor ve sizde aklınca işe yarar bir şey yaptığınızı düşünerek kabul ediyor ve  yola çıkıyorsunuz.Babanız sizi iş görüşmesine gittiğinizi sanıp sizi tren istasyonuna götürüp bekliyor ve tren hareket ediyor. Yolda bir kadınla karşılaşıyorsunuz ve tanışıyorsunuz size kendini avukatım diye tanıtıyor. Birbirinize neden yolculuk yaptığınızı soruyorsunuz siz iş görüşmesi için gittiğinizi söylüyorsunuz o da lise arkadaşlarıyla 25.yıl yemeğine gittiğini . Yol ilerledikçe yakınlaşmaya ve daha çok konuşmaya başlıyorsunuz. O size arkadaşlarını anlatıyor siz ona başhekimini ve felçli arkadaşını. En sonunda kadın aslında felçli adamı sizin öldüreceğinizi  ve iş görüşmesinin aslında bir bahane olduğunu anlıyor ve garip bir şekilde size yardım ediyor; Taksiyle o eve kadar geliyor, hatta daha sonra sizin endişe içinde ettiğiniz “sizde gelir misiniz?” teklifini kabul ediyor ve birlikte eve gidiyorsunuz ve adam avukat kadını tanıdığını söylüyor, o sırada öğreniyorsunuz ki aslında o kadın avukat değil şairmiş neden söylemediğini sorunca da “ şairler hiçbir zaman şair olduklarını söylemezler.” cevabını alıyorsunuz. Adamla konuşmaya devam ediyorsunuz, gerçekten artık yaşamak istemediğinin farkındasınız, ona yapacağınız iğneyi hazırlamaya başlıyorsunuz , bu iğne kalbi önce yavaşlatan sonra da durduran bir iğne. Sohbet artık sarmıştı yıllardır görüşmüşğünüz varmış gibi konuşuyorsunuz. Şair kadının amacı aslında adamı ölme fikrinden döndürmek ve en sonunda  “Biz yarında gelelim mi?” teklifinde bulunuyor .Adam kabul ediyor çünkü herkes biliyor ki eğer o iğneyi yaptırırsa bir daha sarı çiçeği asla göremeyecekti, o kitap çok etkilemişti şair kadınla ikisini ve ertesi gün tekrar gittiler adamın evine adamın fikrinden vazgeçip geçmediği bilinmiyor ama bence vazgeçmiştir çünkü şair kadınla konuşması ve bir daha sarı çiçeği asla göremeyecek olması çok etkilemişti onu. Etkilendiğim kısım ise felçli bir adamın ölmek isteyip daha sonra sevdiği şairle karşılaşması ve bir daha sarı çiçeği göremeyeceği için ölümünü ertelemesi oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder