15 Mayıs 2019 Çarşamba

Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği


                                                        Toplumsal Cinsiyet eşitsizliği
Bugünlerde çok rastladığımız ve duyduğumuz bir konuya değinmek istedim.
Cinsiyet ayırımcılığı, genel anlamda bireylere cinsiyetlerinden dolayı toplumda adaletsiz bir şekilde davranılmasıdır. Kadınlar ve kız çocukları dünya nüfusunun %50ʼsini oluşturuyor. Ancak toplumsal cinsiyet eşitsizliği günümüzde çok yaygın. Bu da ülkelerin ilerlemesini engelliyor. 2014 itibarıyla 143 ülke anayasalarında kadın erkek eşitliğini garanti altına almış. 52 ülkenin daha bu adımı atması gerekiyor. Peki bu 143 ülke anayasa ile eşitliği garanti altına aldı da ne oldu? diye sormuyor değil insan. Eşitsizliklerle karşılaşma kızlar için doğumdan itibaren başlayabilir. Bazı ülkelerde sağlık hizmetleri ve yeterli beslenmeden mahrum bırakıldıkları için kız çocuklarının ölümü daha yüksektir. Kızlar ergenliğe erişmeleri ile birlikte daha fazla eşitsizlikle karşılaşıyor. Çocuk damattan çok daha fazla çocuk gelin var. Küresel olarak her yıl yaklaşık 15 milyon 18 yaş altı kız çocuğu evlendiriliyor. Kendilerinden yaşça büyük bireylerle. Bir aile bunu nasıl yapabilir? Ya da karşı tarafın hiç mi vicdanı yoktur? O çocuğun daha hayalleri var, okuyacak, daha reşit bile değil ama kendisinden yaşça büyük pis zihniyetle aynı evde yaşadıktan sonra ne hayal ne de umut kalır dimi? Küçük yaşta evlenmek kız çocuklarının eğitimini de etkiliyor. Bu da ülkelerin ilerlemesini engelliyor. Geçmişte, erkek çocuklarının eğitim alıp, iş sahibi olmalarını söylerken; kızların evde kalıp ev işleriyle ilgilenmesini söyleyen kafa yapısı oluşturulmuştur. Günümüzde, eğitim sisteminde kız ve erkek öğrenciler arasında ayırımcılık giderilmiştir, ama halen çevremizde az da olsa örneklere rastlıyoruz. İş yerinde cinsiyet ayırımcılığı; eğitimde, iş bölümünde, ücretlendirmede kadın ve erkeğin yaptıkları iş ile değil, cinsiyete bakarak işe tabi tutulması. Aynı işi yapan kadın ile erkeğin, erkeğin daha fazla maaş alması gibi. Çalışma yaşamında kadınların karşılaştıkları en büyük sorunlardan biri de cinsel saldırı ve tacizdir. Peki bunları geçelim daha da çevremize, her gün gördüğümüz, tanık olduğumuz olaylara bakalım . ‘’kızım sofrayı kur, oğlum yemeğe gel.’’ Bu diyalog her beş evin birinde vardır. Peki niye kimse buna bir şey demiyor? Geçmişten gelmiş alışkanlıklar günümüzde de halen devam etmekte. Toplumda ‘’Toplumsal Cinsiyet eşitliği’’ komisyonunu reddeden insanlar olduğu sürece ilerleme kaydedemeyiz. Gelecek daha güzel günler için hep birlikte el ele vermeliyiz.



Rakam bilgisi aldığım siteler: https://www.evrensel.net

                                                http://www.skdturkiye.org
Resim aldığım site: sigortadunyasi.com.tr






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder